'Eşitlik için
dayanışalım'
Yunanistan'ın
PASOK Milletvekili, Avrupa Parlamentosu Üyesi Anna Karamanou, KAzete
aracılığı ile Türk kadınlarına dayanışma
mesajı gönderdi. Karamanou "birbirimizin gözünü
oymayalım, eşit ve hakça paylaşım için
ortak mücadele edelim" dedi..
Karamanou ile röportaj
Yunanistan Milletvekili ve AP üyesi Anna Karamanou,
Türk ve Yunan kadınlarının dayanışmasına
katkı sağlamaya hazır
Karar mekanizmalarında kadın yoksa,
eşitlik de yok
Yunanistan'ın
bir numaralı kadın hakları savunucusu, deneyimli
politikacı Karamanou ile Atina'daki konutunda kadınların
hakları ve siyasetteki yeri konusunda görüştük
PASOK
Kadın Kolları Başkanı ve Uluslararası Sosyalist
Kadınlar Başkan Yardımcısı Karamanou, tüm
kadınları eşit ve hakça paylaşım için
ortak mücadeleye çağırdı
Anna
Karamanou, kadın sığınma evlerini çoğaltmak
yerine, şiddet uygulayan erkekleri tedavi etmeye yönelik
rehabilitasyon merkezleri açılması gerektiğini
söyledi
Ülkesinde
çok sayıda kadın örgütünün
çalışmalarının
dağınıklığından yakınan Karamanou, bu
nedenle Partilerarası Danışma Kurulu oluşturduklarını
açıkladı

|

|
ANNA KARAMANOU KİMDİR?
1947'de Yunanistan'da doğdu. Atina Üniversitesi'nde Felsefe
eğitimi gördü ve aynı dalda ABD'de bir yıl burslu
okudu.1974'de Albaylar Cuntası'nın devrilmesinden sonra 1977'de
PASOK üyesi olarak politikaya atıldı. 1978'de PASOK Merkez
Yönetim Kurulu'na seçildi. Halen PASOK Merkez Yönetiminde
kadın haklarıyla ilgili eşitlik komitesi
yöneticiliğini ve Kadın Kolları
Başkanlığını yürütüyor. 1996'dan
beri Uluslararası Sosyalist Kadınlar Başkan
Yardımcısı olan Karamanou, 1997 Şubat'ından
itibaren iki dönemdir PASOK milletvekili olarak parlamentoda
görev yapıyor. 1983'de Yunanistan'ın kadın hakları
konusunda Avrupa Komisyonu'nda bilirkişi seçilen Karamanou,
Kadın Politik Birliği'nin kurucusu ve Genel Sekreteridir.
Avrupa Parlamantosu'nda Avrupa Sosyalistleri Partisi'nin de üyesi olan
Karamanou, ayrıca Avrupa Parlamentosu'nda Vatandaş Hak ve
Özgürlükleri Komitesi, Kadın Hakları ve
Fırsat Eşitliği Komitesi'nde de görev yapıyor.
Aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'nun Güneydoğu Avrupa,
Afrika, Karaipler ve Pasifik Ülkeleri daimi delegesi olan Karamanou,
1999 Temmuz'un da Sosyalist Grup üyeliğine seçildi,
aynı yıl Türk-Yunan ilişkilerine yaptığı
katkı nedeniyle Abdi İpekçi Barış ve Dostluk
Ödülü'ne değer görüldü.
|
Röportaj : Berrin G. DELİKÇİ
|
Onun mücadelesi Albaylar
Cuntası'nın ülke yönetimine el koyması ile gencecik
yaşlarda başlıyor. Yüzyıllardır demokrasiye
beşiklik yapmış bir ülkede , askeri yönetimin bir
anda ortalığı kasıp kavurmasını içine
sindirememiş ve demokrasiye dönüşle birlikte Sosyalist
Parti (PASOK) saflarında yerini almış. Öyle
almış ki, kendisini tamamen eşitlikçiliğe
adamış. Sadece ülkesinde değil, dünyanın
neresinde olursa olsun, ırk, din dil, cinsiyet, etnik köken
ayrımı gözetmeksizin eşitliğin yılmaz
savunucusu olmuş. Barışa, demokrasiye, eşitliğe,
katkılarından dolayıdır ki, Onu Türkiye'de Abdi
İpekçi Barış ve Dostluk ödülüne
değer görmüş.
Bu kişi Anna Karamonou. Kadın haklarının
yılmaz savunucusu. Ülkesinde, Avrupa'da... Eşitlik
Savaşçısı..
Onunla Atina'da Parlamento'nun arkasına düşen sokaktaki
konutunda başbaşa görüştük.
Tercümanımızla kapı zilini
çaldığımızda, bizi korumaların,
odacıların sekreterlerin karşılayacağını
düşündük. Ama yanılmışısız,
asansörün beşinci katından inip dış
kapıyı açan bizzat kendisiydi. Sekreteri sanıp
"Miss Karamonou ile görüşmek için
gelmiştik" dediğimizde, elini uzattı: "Ben Anna,
hoş geldiniz. Buyrun asönsörle çıkalım".
Son derece şık, mütevazi döşenmiş dairesinde,
bizden başka hiç kimseler yoktu.
Koltuklarımıza oturduğumuzda, ne
alacağımızı sordu ve bir solukta mutfağa gidip kendi
eliyle türk kahvesi pişirerek bize ikramda bulundu. Biz
teşekküre hazırlanırken, kekler börekler,
çöreklerle bir anda sehbayı donattı. "Aman
yapmayın, zahmet oluyor" demeye kalmadan çörekleri
börekleri servis tabaklarımıza koymuştu bile.
"Şundan da tadın, bundan da tadın, bunları annem
yaptı, umarım beğenirsiniz "diye soruyordu
Hani bizim de milletvekillerimiz var, sekreterleri, uşakları
korumaları olan. İki de bir lojman kavgasına
düşen. Konutunda görüşebilmek için binbir
güvenlik çemberini aşmak zorunda
kaldığımız milletvekillerimiz..
İnsanlar birbirini ilk gördüğünde söze nerden
başlayacaklarını bilemezler ya bizde öyle... Bu zarif,
zarif olduğu kadar da güçlü kadın politikacı
karşısında hele böylesi bir şaşkınlık
yaşadıktan sonra nerden başlayacağımızı
bilimez olduk. KAzete'yi tanıttık. Türkçe
bilmediği için, içeriği, hakkında bilgiler
verdik. KAzete'nin amacından, geçmişinden, geleceğe
dönük projelerinden söz ettik.
"Bizde de böyle gazeteler çıkıyor ama,
üç beş ay sonra kapanıyor" dedi. "Dört
yıldır çıkıyoruz" dediğimizde
şaşırma sırası ona gelmişti... Sohbeti derinleştirdikten
sonra Karamanou'yu konunun içine çekmeye
çalıştık. "Hazırlıksızım"
dedi. "Daha önceden haberim olsaydı, ofisimden raporları
alır gelirdim.
"Böylesi daha
güzel ve doğal olur" dedik teybi
çalıştırdık:
Yunanistan'da
erkekler karşısında kadının konumu nasıl?
Kuşkusuz eskiye göre, kadının durumunda önemli
değişiklikler oldu ama yine de yapılması gereken
çok işler var.
Sizin
politikaya atılmanız zor oldu mu?
Özel bir sorun yaşamadım. Ancak özellikle benim kendi
kendime koyduğum sınırlandırmalar oldu. Özellikle
iki cinsiyetin ilişkilerinin düzenlenmesinden kaynaklanan
sınırlandırmalar vardı.
Kadın olarak
parlamentoya seçilmemde bir zorluk yaşamadım demek
istiyorsunuz? Yani genelde Yunanistan'da kadının
politik durumu iyi mi?
Özellikle cinsiyetler arasında aileye ilişkin
işbölümü, kadına düşen aileye bakıma
ilişkin rolden kaynaklanıyor. Aile ile ilgili kadın çok
fazla yük üstlenirken erkek yük almaktan
kaçınıyor. 1970'den gelen bir alışkanlık;
erkekler politikayla, kadınlar ev işleriyle
uğraşırlar. Bu alışkanlıktan dolayı kadınlar
kendilerini disipline etmekte, politikayla ilgilenmemekte, bu işi
erkeklere bırakmaktalar.
Türkiye'de de durum
pek farklı değil. Kadınlar, içinde bulunduğu bu
durumu aşabildi mi, yoksa aynen devam mı ediyor?
Bu durum
ülkemizde yavaş yavaş da olsa aşılıyor, ancak
Avrupa ülkeleri arasında kadınların politikaya
katılımının en az olduğu ülke Yunanistan. Kadınların halen parlamentoda temsil oranı yüzde 10'un altında. Avrupa'da en geri olan ülkeyiz. Fakat üniversitelerimizde çok kadın var, hatta kadın akademisyen oranı erkeklerden fazla. Ancak politik yaşamda
kadın sayımız yetersiz.
"Kadınlar birbirlerinin gözlerini oymayı
bıraksınlar"
|
PASOK'ta kadın potansiyeli nasıl?
Partimizde kadın sayısı yeterli sayılmaz, ancak kadın sayısını artırmak için yasal bir takım düzenlemelere gidiyoruz. Zaten Avrupa Birliği' de partilerde kadın sayısının yükseltilmesi konusunda bazı kriterler getiriyor.
Peki
partinizde kadın kotası uygulanıyor mu?
Yalnız merkez yönetim kurulumuzda yüzde 20 oranında kota
uygulanıyor. Bunun için de mücadele etmemiz
gerekiyor. Çünkü halen tüm partilerimizde ataerkil bir
yapı var.
Türkiye'de
sosyalist partiler dışında sadece CHP'nde yüzde 25 kota
var. Sadece Merkez yönetim kurulu için değil seçimle
gelinen tüm organlar için var bu kota...
İstanbul'da CHP'nin bir toplantısına
katılmıştım. Kadın meselesine çok güzel
yaklaşımı var bu patinin ama seçimlerde meclise
giremedi.
Anlayabildiğim
kadarıyla Yunanistan'la Türkiye'nin çok benzer
yanlarından biri de; iki ülkenin de kadınları kendi
haklarına yeterince sahip çıkmaması. Herhalde
kadınlar istemiyor biraz da...Bunu nasıl aşabiliriz? Sorun
burada düğümleniyor.
Eşitlik
konusunda yasal anlamda değişiklikler olur. Şimdi
fırsat eşitliği gündeme geldi. Ancak ekonomik anlamda
kadının gücü ülkemizde oldukça az. Ekonomik
bakımdan kadını nasıl güçlendirebiliriz, bu
çok önemli. Biz Avrupa Birliği'nin üyesiyiz ama,
Birliğin işlevi sadece yönlendirmek, yasal zorunluluk
dayatamaz. Şöyle yapın böyle yapın diyemez, sadece
tavsiyelerde bulunur. Ancak yönlendirir. Kadın ve erkek eşitliği
konusunda çaba sarfedilmesi için önerilerde bulunur.
Birliğin yasal anlamda bir dayatması olmadığı
için üye ülkelerde ki uygulamalar tamamen o ülkelerin
keyfiyetine kalmıştır.
Ama Birliğin, aday
ülkelere yaptırımı var. Katılım
ortaklığı belgesinde Türkiye'ye şunu şunu
yapmazsan üye olamazsın diyebiliyor.
Türkiye'deki
insanların, Avrupa Birliği'ne girersek sorunlarımız
çözülecek diye beklentisi var. Türkiye'nin AB'ye
girmesiyle tüm sorunları çözümlenmeyecek ama,
girmesi Türkiye'nin yararınadır. Türkiye, AB'ye girmekle
hiçbir zarar görmeyecek, Yunanistan da hiç zarar görmedi.
En fazla göreceği iyiliktir.
PASOK, Türkiye'nin
üyeliğine nasıl bakıyor. Türkiye'nin
AB'ye girmesini istiyor mu?
Elbette istiyoruz. Ancak son olaylar şunu gösterdi ki
Türkiye'de demokrasi iyi işletilmiyor. Bugün Türkiye'nin
bu durumu bizi de, AB üyesi diğer ülkeleri de çok
rahatsız ediyor. O nedenle ben yakın gelecekte Türkiye'nin
AB'ne girebileceğini sanmıyorum. Çünkü
Türkiye'de özellikle askerlerin yönetimde belirgin etkisi var,
askerlere bağlı bir yönetim var. Bu durum AB'ni çok
rahatsız ediyor.
"AB'ne
girmenizi istiyoruz ama demokrasiniz iyi işlemiyor"
|
Yine
biz kadın konusuna dönelim. Kadının
katılımcılığını geliştirme
yönünde, hükümet olarak neler yaptınız.
Onların durumlarının iyileştirilmesine dönük ne
gibi çalışmalar da bulunuyorsunuz?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de karar verme mekanizmalarına erkekler kadar kadınların da
katılımını sağlamak önemli. Asıl sorun bu.
Ekonomik anlamda eşitliği belki sağlayabilirsiniz,
kadının iş yaşamına katılımını
da sağlayabilirsiniz ama, eğer kadınlar, karar alma
mekanizmasında erkekler kadar söz sahibi olmadığı
takdirde bu kazanımlarını da ellerinde tutamazlar. Karar
mekanizmalarında kadın yoksa bu kesin bir çözüm
olmayacaktır. İkibinli yıllarda kadının
eşitliğinden bu anlamda söz edilemez.
Parlamentonuzda kaç kadın üye var?
-Parlamentoda kadınlar olarak en yüksek oranı son seçimlerde yakaladık; 300 milletvekilinden 31'i kadın. Yunan
parlamento tarihinde bugüne kadar gelmiş geçmiş en
büyük rakam. Yüzde 10'a denk düşüyor. Ama
kadın parlamenter bakımından yine de AB'nin en
düşük ülkesiyiz.
31 kadın
milletvekilinden kaçı PASOK üyesi?
17'si PASOK'tan. Geçen seçimden bu seçime kadar ciddi
bir değişim var. Çünkü geçen seçimde
6 kadın milletvekilimiz vardı. Bu
seçimde 17' tane bayan seçildi. Nerdeyse üç katına
çıktı. Bunun gerçekleşmesi için ben
çok ciddi ve sıkı şekilde
çalıştım.
Kadın
sayısının artmasında en önemli etken ne oldu?
Erkeklerin kadına öyle katı bir bakışı var ki,
nerdeyse Meclis'te hiç kadın üye istemiyorlar.
Kadınların aday olmasını engellemek için he
türlü bahaneyi buldular. Ama biz aday listelerine
kadınların girebilmesi için olağanüstü
baskı yaptık.
Kadının
kadına bakışı nasıl, birbirlerini Meclis'e
taşımak için destek oluyorlar mı, yoksa birbirlerini
kıskanarak engelliyorlar mı?
Eskiden beri kadınlar birbirlerinin gözünü
çıkarmaya çalışır. Oysa sık sık
vurgulamaya çalıştığım nokta; ancak ortak
çabayla, dayanışmayla kadınlar sorunlarını
aşabilir. Bunda hepimizin karı var, bu dayanışmadan her
kadın kazançlı çıkar. Bu gelecek parlak
dönem hepimizi ilgilendirir. Sadece herhangi bir partili
kadını değil, tüm kadınları ilgilendiriyor. Bu
anlamda önemli gelişme var. Belirli bir dayanışma
sağlandı. Eskisi gibi değil.
Bu
bağlamda kadın örgütlerinin
çalışmaları nasıl?
Çok çok fazla sayıda kadın örgütümüz
var ama ne yazık ki doğru dürüst bir
çalışmaları yok. Bu örgütleri, kadın
haklarını geliştermek için yeterince
çalışma içine sokamıyoruz. İki yıl
öncesinden itibaren özellikle benim girişimimle
partilerarası bir danışma kurulu oluşturduk. Bu kurula
sadece Komünist Parti katılmadı. Zaten Komünistler hep
tek başına hareket ederler. Yeri geldi tüm partilerin
kadın grupları olarak ortak açıklamalar yaptık.
İki yıldır bu anlamda bir güçbirliğimiz var.
"Avrupa
Ülkeleri arasında en az kadın milletvekiline sahibiz"
|
Kadın
konusundaki çalışmalarımız paralellik arzediyor.
Bizde de önemli çalışmalar var, fakat aynı
durumdayız. İlerde belki iki ülkenin kadınları
olarak elele verip uluslarası düzeyde çıkış
noktaları bulabiliriz. Bu çalışmaları" Ege'nin
iki yakasında kadın platformu" adı altında
yürütebileceğimizi düşünüyorum.
İki ülke kadınlarının
dayanışarak sorunlarına çözüm bulmak
istemeleri elbette çok güzel birşey olur. Bu konuda ben
üstüme düşen görevi yapmaya hazırım. Benim
dışımda kadın hakları konusunda mücadele eden
yine Avrupa Parlamentosu üyesi bir arkadaşımda bu konuda
katkı koyabilir. Böyle bir oluşum için neler
yapılabilir, öncelikli hangi konuları ele almak gerektiği
yolunda ortak bir program oluşturulabilir. Önemli olan ilk
adımları atabilmektir.
Hükümette kadın sorunlarıyla ilgili bir bakanlık var mı?
Hayır, kadın sorunlarıyla ilgili bir genel müdürlük var.
Ülkenizde
kadının genelde en önemli sorunu nedir?
Kadınların işsizliği erkeklerden çok fazla ve
işsiz kadın sayısı her geçen gün daha da
artmakta. Ülkemizde kadının en birincil sorunu işsizlik.
Birde en önemlisi tabii şiddet. Tüm Avrupa'da olduğu gibi
Yunanistan'da kadına uygulanan bir şiddet var; aile içi
şiddet.. Çünkü tüm dünyada erkekler
iktidarda. Kadınlar karar alma mekanizmasına
katılamadığı içindir ki şiddet
görüyor. Eğer kadınlar da erkeklerle eşit yarı
yarıya karar alma mekanizmalarına katılabilselerdi, erkekler
kolay kolay kadınlara gelişigüzel davramayacaklardı.
Aile içi
şiddeti önlemede çalışmalar ne düzeyde?
Örneğin, şiddet gören kadınların
başvurabilecekleri sığınma evleri var mı? Varsa
kaç tane?
Yalnızca bir tane Atina'da var, genel
sığınma evi olarak çalışıyor.
Bu sığınma
evi devletin mi, yoksa sivil örgütlerin kurduğu
bağımsız bir sığınma evi mi?
Bir tane devletin var. Kadın örgütlerinin parası yok ki olsun.
Peki
dayak yiyen kadınlar ne yapıyor?
Aile içi şiddet gören kadınlara devlet doğrudan
doğruya bir yardım yapmıyor ki, dayak yiyen kadınlar bu
sorunu mecburen kendileri çözmeye çalışıyorlar.
Elbette ceza yasasında eşini döven kadının
cezalandırılması yönünde maddeler var. Eğer
kadın gider şikayette bulunursa erkek
cezalandırılıyor. Ama çok az kadın gidip aile
içi şiddet gördüğü için şikayette
bulunuyor.
Kadın
sığınma evlerini çoğaltmak için bir
parlamenter olarak herhangi bir çalışmanız var mı?
Her ilde sığınma evi açma konusunda gayretlerimiz var,
ancak marifet bu merkezleri açmak değil, şiddeti tamamen
ortadan kaldırmak. Şiddeti ortadan kaldırmadan bu merkezleri
kurmanın fazla bir yararı olmaz. Aslında kadın
sığınma evlerinden öte, şiddet uygulayan erkekleri
tedavi etmeye yönelik rehabilitasyon merkezlerine ihtiyaç var. Bu tür merkezler bazı Avrupa ülkelerinde var, galiba bizde de çözüm öyle olacak. Çünkü şiddet konusunda asıl erkeğin tedaviye ihtiyacı var.
Kadınlara son olarak hangi mesajı vermek istersiniz?
Tüm kadınlar gerek toplumsal yaşamda gerek aile yaşamında adilce paylaşım istesinler. Bunu başarabilmek içinde kadınların, bizzat kendi kendilerine karar verip, kendileri mücadele etmesi gerekir. Ancak öyle
olduğu takdirde kadının sorunu çözümlenebilir
Karamanou, "eşitlik hakları raporunu" Sosyalist Enternasyonal'e sundu
|
Avrupa Konseyi, kadınların eşitliğini denetliyor
Çeviri: Hildegard Kammer
Avrupa Parlamentosu Kadınlara Eşit Haklar ve İmkanlar Komitesi Üyesi olan Yunanistan PASOK Milletvekili Anna Karamanou, Sosyalist Enternasyonal'e Komite'nin eşitlik hakları raporunu sundu.
Anna Karamanou'nun Avrupa Konseyi'nin 2 Aralık 1996'da kadınların siyasetteki karar alma prosedüründeki katılımını arttırmak amacıyla hazırladığı
raporun can alıcı noktaları
şöyle:
Kadın hakları, insan haklarının ayırt edilemez bir parçasıdır. Kadınlar, hemen hemen bütün ülkelerde oy verenlerin yarısını oluştururken, siyasetteki lider pozisyonların çok ufak bir kısmını kapsamaktadırlar.
Kadınlar; hem profesyonel
hayatlarında zorluk çekerken, toplumun onlara
yüklediği aile görevlerini yerine getirirken kariyer
yapmakta zorlanmaktadırlar. Eşitsizliğin kökleri
toplumların geleneksel yapılarından
kaynaklanmaktadırlar.
Kadınlar,
erkeklerle yaptığı aynı işler için bile
hala erkeklerden daha düşük ücret almaktadırlar.
AB'ne
üye ülkelerin kamu kurum ve kuruluşlarındaki
düşük kadın oranını arttırmak
amacıyla, bütün Avrupa'yı kapsayan ortak faaliyetler
gereklidir.
Genel
ve yerel parlamentolarda ki kadın oranları, her ülkenin
kadın haklarının göstergeleri olarak
nitelendirilebilir.
Kadın
mücadelesinin yoğun bir tarihi olan İsveç ve
Finlandiya'da; hükümetlerindeki kadın oranları
yüzde 52.6 ve yüzde 44.4 iken, Yunanistaki oran hala yüzde
10 civarındadır.
Kadınların
toplumdaki durumlarını iyileştirmek için yapılan
yasal çalışmaların yanısıra
hükümetlerin aldığı kararlar da etkili olabilir.
Bunun en iyi örneğini İngiltere oluşturuyor. Bu
ülkede kadınlara yönelik olan yasalar ve kararnameler
sayesinde, çalışanların kadın oranı
yüzde 53'e çıkılabildi. Lider pozisyonlarındaki
kadın oranı ise hala düşüktür.
Avrupa
Parlamentosu'nun kendisi de iyi bir örnek oluşturdu. Parlamento
üyelikleri için yapılan her seçimde kadın
oranı artarak en son yüzde 30'a çıktı.
Cinsiyet
kotası, şüphesiz siyasetteki kadın oranını
yükselten çok önemli bir yöntemdir. Yalnız,
kotanın uygulanılmasında büyük farklar mevcuttur.
Bir partinin seçim listesinin alt pozisyonları kadın isimleriyle
doldurmakla yetinmemeli. Alman Sosyal Demokratların (SPD) bazı
eyaletlerde uyguladıkları fermuar sistemi daha iyi
sonuçlar getirmektedir: Listedeki isimler, hep birer erkek birer
kadından oluşmaktadır.
Kadınların
sosyal yaşamdaki barışçı ve dengeleyici
yaklaşımlarından dolayı, siyasetteki oranları
artarken bütün dünyada insan haklarına,
barışa, sağlığa ve eğitime daha fazla
önem verilecektir
|
|